Teo-terörizm[1]: “Sözde” meşruiyetini din yoluyla elde etmiş olanların, her türlü şiddet faaliyetlerinin referanslarını dinden alanların kan dökme eylemlerini gerçekleştirenleri ifade eden terimdir. Bu terimin gerçek hayattaki karşılığını bulduğu din siyonistlerin kabul ettiği Yahudiliktir. Siyonistler kendi ideolojileri gereği amaçlarına ulaşabilmek için başkalarına her türlü zulmü reva görmektedirler. Yahudilerin tahrif edilmiş kitabı olan Tevrat’ı da amaçlarına meşruiyet kazandırmak için kullanmaktadırlar. Halihazırda İsrail’in yapmış olduğu devlet terörünün temeli de tahrif edilmiş Tevrat pasajlarına dayanmaktadır. Yani Filistin’de öldürülen her bir erkek her bir kadın ve çocuk din adına öldürülmektedir.
Tahrif edilerek oluşturulmuş olan Tevrat’ın söylemleri tarihin farklı dönemlerinde İsrailoğullarının yaşamış olduğu olaylarla ilintilidir. Tevrat’ın yazımı İsrailoğullarının yaşamış olduğu acılar, sıkıntılar, inişler ve çıkışlarla birlikte Davud ve Süleyman’ın krallıkları dönemlerindeki refahla paralellik arz eder. Acı, keder ve işgale maruz kaldıkları zamanlarda Tanrı’nın daha fazla şiddete meyilli ve cezalandırıcı olduğunu tespit edilmektedir. Bunun yanında İsrailoğullarının müreffeh bir hayat sürdürdüğü dönemlerde ise Tanrı’nın daha merhametli ve şefkatli bir dille muhatap kitlesine seslendiğini Tevrat metinlerinde görmekteyiz.[2] Bu durum da şunu göstermektedir ki: Tevrat tahrif edildikten sonra İsrailoğullarının o gün mevcut bulunan durumuna göre şekil almıştır.
Özellikle günümüzde teo-terörist/siyonistlerin yapmış olduğu zulümlerinin temel ve kendilerini haklı olarak gördükleri tahrif edilmiş Tevrat referanslı icraatlerine bakıldığı zaman dikkat çekici birçok durum bulunmaktadır. Özellikle Tevrat’ta bulunan Tanrı Yehova’nın kan dökücü ve sürekli bir kurban isteyen bir profilinin olduğu görülmektedir. Mesela Samuel kitabında şöyle bir pasaj bulunmaktadır. “Samuel Saul’a şöyle dedi: ‘… Rab diyor ki, ‘İsraillilere yaptıkları kötülükten dolayı Amaleklileri cezalandıracağım. Çünkü Mısır’dan çıkan İsraillilere karşı koydular. Şimdi git, Ameleklilere saldır. Onlara ait her şeyi tümüyle yok et, hiçbir şeyi esirgeme. Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür.”[3] Buna benzer Çölde Sayım kitabında Musa ordu göndererek Medyen halkıyla savaşa girişmiş ve büyük bir zaferle ayrılmıştı. Savaşta erkeklerin hepsi öldürülmüş kadınlar ise esir edilmişti. Musa kadınların esir edildiğini görünce “Bütün kadınları sağ mı bıraktınız? diye çıkıştı …bu kadınlar İsrailliler’in Rabbe ihanet etmesine neden oldular. Bu yüzden Rab’bin topluluğu arasında ölümcül hastalık baş gösterdi. Şimdi bütün erkek çocukları ve erkekle yatmış kadınları öldürün. Yalnız erkekle yatmamış genç kızları kendiniz için sağ bırakın.”[4] Tesniye kitabında ise Arz-ı mevud vaadedilmiş ve bu topraklarda yaşayanlara yapılacak muamele ise şöyle belirtilmiştir. “Ancak Tanrınız Rab’bin miras olarak size vereceği bu halkların kentlerinde soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız. Tanrınız Rab’bin size buyurduğu gibi, onları -Hitit, Amor, Kenan, Periz, Hiv ve Yevus halklarını- tümüyle yok edeceksiniz.”[5] İşaya kitabında ise Tanrı Yehova bütün milletlere kızmış ve şunları dile getirmiştir. “Yehova bütün milletlere gazaplandı, tüm ordularına karşı öfkesi kabardı. Yok edilmelerine karar verdi, katledilmeleri için onları kılıca teslim etti. Katledilenler kaldırılıp atılacak, cesetlerinden leş kokusu yayılacak, kanlarıyla dağlar eriyecek…”[6]
Günümüzde mezkûr Tevrat’ın pasajlarına tâbi olan teo-terörist/siyonist Yahudilerin, yapmış olduğu zalimlik ve insafsızlık kendilerince zulüm olarak addedilmemektedir. Bilakis yapmış olduğu zalimlikleri bir tanrı buyruğu olarak kabul etmekte ve kendilerinin Tanrı tarafından ödüllendirileceklerini düşünmektedirler.
Peki “orta yolu izleyen bir ümmet”[7] ve “O, Allah’ın elçisi Muhammed’dir. Onunla beraber olanlar da kafirlere karşı sert, kendi aralarında merhametli”[8] olan Müslümanlar nerede? Ayrıca “Size ne oldu da Allah yolunda ve ‘Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla diyen çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?”[9] ayetinin muhatapları geçmişte mi kaldı? Müslümanın Müslümanla savaşı ne zaman bitecek ne zaman sağ duyulu olacağız? Mezhep taassuplarından kurtulup da ne zaman muhataplarımızı insan olarak göreceğiz?
“Allah’ın izni olmaksızın hiçbir kimse inanmaz. O aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.”[10]
[1] Kavram ve tanımı şahsıma aittir.
[2] https://www.youtube.com/watch?v=9OgLqezDOpc&t=2526s
[3] Samuel 15/1-3.
[4] Çölde Sayım 31/15-18.
[5] Tesniye 20/16-17.
[6] İşaya 34/2-3.
[7] Bakara 2/143.
[8] Fetih 48/29.
[9] Nisa 4/75.
[10] Yunus 10/100.