Dr. Mehmet Sabır Şaybak

Tarih: 11.01.2024 12:01

Sosyoloji ve Hukuk Sosyolojisi Üzerine Felsefi Bir İnceleme

Facebook Twitter Linked-in

    Sosyoloji, toplumsal gerçekliği anlamaya ve açıklamaya çalışan bir bilim olup temel inceleme alanı toplumsal yaşamdır. Onun bir alt dalı olan hukuk sosyolojisi ise hukuku bu toplumsal gerçeklik içinde algılayıp, onu toplum yaşamının bir parçası kabul ederek diğer bütün toplumsal olay ve olgularla, belirli bir ilişki ve etkileşim sistemi içinde inceler. Bununla vurgulanmak istenen, hukukun bir yandan toplumla birlikte var olması iken diğer yandan bir sosyal gerçeklik olarak var olmasıdır. Ona göre hukuka hayat veren toplumsal örgütlenme ve yapılanma ilkeleri dikkate alınmaksızın, bir hukuk sisteminin yeterince kavranması ve meşruiyet kazanması pek mümkün değildir. Bundan ötürü içinde yer aldığı toplumun toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel şartlarının hukuk inşa edilirken dikkate alınması hayati bir unsur mahiyetindedir. Başka bir deyişle hukuk kuralları, içinde doğduğu sosyolojinin ürünüdür. Yani toplumsal anlatımın bir bütün olarak başka bir formu niteliğindedir. Bu sebeple toplumsal olgu ve olayları inceleyen felsefe, tarih, antropoloji, iktisat ve psikoloji ile yakın ilişki içindedir. Çünkü hukuk sosyolojisi sosyal bir bilim olarak toplumsal hayatı düzenleme, kontrol etme ve olası uyuşmazlıkların giderilmesi gibi işlevleri; din, ahlak, örf ve âdet gibi hukuk dışındaki normların hukuk belirlenimdeki etkinlikleri, mahkeme, hapishane gibi hukukun sonuçları hüviyetindeki unsurları konu edinmektedir. 
    Yukarıda zikredilen unsurlar hukuk sosyolojisinin konusunu ve inceleme alanlarını ifade etmektedir. Bu hususu şu şekilde de belirtebiliriz. Hukuk sosyolojisi, hukukun nasıl ve hangi etmenlerle meydana geldiğini, hukuk sisteminin toplumsal yapıyı etkileme keyfiyetini, hukukun uygulandığı toplum üzerindeki sonuçlarının niteliğini, toplumda hukuk olanla olmayanın ayrıştırılmasını, davalı-davacı, hakim, savcı ve avukat gibi hukuk öznelerinin yargılama sürecindeki rollerini; polis, karakol, savcılık, mahkeme, hapishane gibi unsurların suç ve cezadaki durumlarını konu edinmektedir. Bununla, bir hukukun üretilmesinde ve uygulamaya geçilmesinde kapsamı, yürürlüğü ve toplum üzerindeki etkinin panoramasının çizilmesi hedeflenmektedir. Hukuk sosyolojisi, pozitif hukukun benimsediği gibi yalnızca anayasalarla, kanunlaştırma hareketleriyle toplumun düzeltilmeyeceğini, toplumu meydana getiren diğer bütün dinamiklerinin göz önünde bulundurulması, kanun yapılırken tüm süreçlerin ciddi bir şekilde tartışılması gerektiği fikrini kabul etmektedir. Düzenlemelerin arkasındaki bu sosyolojinin görülmesi toplumun söz konusu hukuku benimsemesini kolaylaştırmakta ve de hukukun meşruiyetinin sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Çünkü hukuk sosyolojisinde normun etkinliği ve işlerliği, hukukun hukuk olarak kabul edilmesine imkân sağlar. Ancak bu durumda hukuk kendisinden beklenen temel işlevlerini meydana getirir.
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —