Biz toplum olarak maalesef balık hafızalıyız.
Yaşadığımız coğrafyada zaman zaman deprem başta olmak üzere birçok felaketi sıklıkla yaşayan bir milletiz. Başımıza gelen felaketleri çabucak unutur, yeni bir felakette ise sanki ilk defa oluyormuş gibi davranıyoruz. Neredeyse Toplumun tümünü ilgilendiren bu felaketler, ilk günlerde gündemde sık sık tutulur ve daha birkaç gün geçmeden yeni bir gündemle kolayca unutulur.
Yaşanan çok büyük depremler, doğal afetler, darbeler, pandemiler vs. Bu tarih boyunca hep böyle süre gelmiş, böyle de devam edecek. Ve sanırım bu durumun yani çabuk unutmanın bir çaresi de yok.
Çok değil, iki ay önce Kahramanmaraş’ta, belki de dünyada bu güne kadar eşi benzeri görülmemiş iki depremi birkaç saat arayla yaşadık. Yaşadık diyoruz çünkü o kadar şiddetli bir sarsıntıydı ki, aramızda yaklaşık 600 kilometre mesafe olmasına rağmen biz bile Tatvan’da gecenin o saatinde yataklarımızdan kalkıp kendimizi dışarı attık.
“Yüzyılın Felaketi” olarak adlandırılan ve birçok ilimizde yıkıma sebep olan bu denli acı bir felaketin üzerinden henüz iki ay geçmesine rağmen bu olay, gündeme gelen veya getirilen konularla tam olarak olmasa bile neredeyse hafızalarımızdan silinip gitti.
Maalesef deprem konusunda balık hafızasına sahibiz. İki ay önce yaşanan büyük depremler, sanki hiç olmamış gibi unutuldu ve neredeyse gündemden düştü. Bu felaketleri neden çabuk unuttuğumuzu ya da unutturulduğumuzu sorgulamıyoruz bile. Depremden etkilenen, sevdiklerini ve evlerini kaybeden kişiler belki de bu travmayı ömrü boyunca atlatamayacak ama biz, önümüze sunulan yepyeni bir gündemle hemen unutacağız. Sanki ileride bizim karşımıza hiç çıkmayacakmış gibi.
Normal hayatımızdaki başta siyaset olmak üzere, (Şimdiki en önemli gündem önümüzdeki ay yapılacak olan genel seçimler) futbol ve spor gündemi, ayrıca benim için en önemli olan ve göz göre göre aile yapımızı bozan dizi filmler bu yaşanan felaketlerden daha önemli değil diye düşünüyorum. Ülkemizde gündem yaratmak için fazla bir çaba sarf etmeye gerek yok. Her güne başka bir gündemle uyanıyoruz zaten.
Depremin hemen ardından yine aynı bölgede yaşanan sel felaketleri bile iki gün içinde hiç olmamış gibi unutuldu gitti.
Bunların yanı sıra toplum olarak birbirimize yardımcı olup kenetleneceğimiz depremin ilk günlerinde bile özellikle sosyal medya kullanılarak yapılan yalan yanlış haberler ve yönlendirmeler bile toplumun bir kesiminin depremi çokta fazla ciddiye almadığını da gösteriyor maalesef.
Biraz olsun hayatını kaybeden vatandaşlara saygımız olsun. Sevdiklerini kaybeden, düzenleri bozulan depremzede kardeşlerimize saygımız olsun. Çok zor değil.
Kısacası bu tür felaketlerden ders almıyoruz ve almayacağız da. Çünkü çok kısa bir zaman sonra yine unutulacak. Her güne yeni bir gündem var nasıl olsa.
Depremin ilk gününden itibaren bölgeye gidip görev yapan, halen bütün zorluklara rağmen orada ailesinden uzak, depremzede kardeşlerimize yardımcı olan herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılarımıza ise acil şifalar diliyorum.